PSİKOLOJİK BİR HASTALIK = IRKÇILIK


Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/cambaz/public_html/wp-content/plugins/onceki-yazi-linki/onceki_yazi_linki.php on line 56

IRK VE IRKÇILIK

IRK; Kavram olarak soy, kalıtımsal öz yapıları (fiziksel ve fizyolojik) bir olan insanların oluşturduğu doğal bir topluluğa verilen tanımdır. ”Hangi ırka mensupsun?” Irkçılığı problem haline getiren psikolojik hastaların yönelttiği bu soru ve sorular neden bu kadar sorun olur? Ben dünyalıyım sadece insanım . . . İnsanlar, biyolojik olarak tek bir ırktır. Siyasettekinden farklı tanımlanmaktadır.

Biyoloji dahilinde ırklar, bir takım izolasyon mekanizmaları ile tanınırlar. Bir tür içerisindeki farklı popülasyonların ırk olarak tanımlanabilmesi için, o popülasyonların birbirleriyle hiçbir irtibatının bulunmaması ve bulunamaması gerekmektedir. Türümüz dahilinde, bazı ufak tefek kabileler haricinde, birbiri arasında gen akışı sağlayamayacak hiçbir toplum bulunmamaktadır. Yani kültürel evrim sayesinde elde ettiğimiz araçlar ve teknoloji, ırkları tamamen ortadan kaldırmıştır. Söz konusu ufak tefek kabileler bir ihtimal biyolojik ırk olarak sayılsalar da, bunların sayısının yok denecek kadar az olması, genellemeyi haksız çıkarmamaktadır. Irk kavramı dinamik bir kavramdır çevre ve tür koşullarına göre değişir. Türk, Kürt, Çerkez, Tatar, Alman, Fransız, İtalyan, Kafkasyalı, Çinli, vb. ırkların biyolojik hiçbir anlamı, geçerliliği, değeri ve önemi bulunmamaktadır. Bunlar, siyasi tanımlardır ve yaşam bilimleri dahilinde geçerliliği bulunmaz. Genel olarak belli coğrafyalara ait, belli fiziksel özellikleri (genellikle ten rengi, göz yapısı, vb. ayırt edici özellikler) taşıyan bireyler, ayrı ırklara bölünmek istense de, aslında bu insanların biyolojik olarak “ırk” sayılmaları mümkün değildir.

İnsanlık tarihinin en büyük problemi olan ırk ayrımı ”Irkçılık” eski çağlardan 19. yüzyıla kadar süregelen kölelikle yayılma göstermiştir. Köle; Bütünüyle başka bir insanın malı olan, herhangi bir eşya gibi alınıp satılabilen kişidir. İnsanların ancak kendi yaşamlarını sürdürebilecek kadar üretebildikleri eski çağlarda kölelik yoktu. Zamanla üretimde kullandıkları araçlar geliştikçe tüketebileceklerinden daha fazla üretmeye başladılar. Bundan sonra, savaş tutsaklarını öldürmek yerine kendileri için çalıştırmaya başladılar ve onların ürettikleri fazla ürüne el koydular. Böylece köleler ve kölelik doğdu. İnsanlar her şeyi, bir karakter özelliği doğurarak yorumlamaya ve kendilerini “iyi” gruba atamaya meraklılar. Halbuki hepimiz, bir sürü görüş ve davranış dağılımının toplamıyız. Üstelik hepsinde de tutarsısız. Bir ortalamamız var elbet ama standart sapmamız da var. Bu tip bir olasılıksal düşünce çok zahmetli olduğu için, basit kategorilerle düşünüyoruz. Irk Hiyerarşisi: “Araplar haindir”, “Zenciler aptaldır”, “Yahudiler bencildir”, “Orklar çomardır”. Bunlar otomatikman karşıt bir kümeyi ima ettiğinden kafamızda ufak hiyerarşiler kuruluyor. Bireysel ırkçılık dışında,

  • Kurumsal ırkçılık; Irkçılığın, kurumsal politika olması. Örneğin bir zencinin bankaya kredi için başvurması ve bankacının ırkçılığı yüzünden krediyi zor alması bireysel bir durum. Ama bankanın zencilere kredi vermemesi, yani ırkçı olmayan bir bankacının dahi o krediyi vermeye yetkisi olmaması kurumsal ırkçılıktır.
  • Sistematik ırkçılık: Hayatımızda bir sürü sosyal kurum var. Sendikalar, evlilik müessesesi, özel okullar, din, borsalar, belediyeler… En yükseği de merkezi iktidar. Yani yerel belediye sana haksızlık yapsa bile, başkentteki mahkemenin, meclisin, okulun, askeriyenin, senin rengine kayıtsız olmasını bekliyorsun. Devletin bunu yerine getirmemesi, herhangi bir grubun ırkçı görüşünden daha ciddi bir durum. Devletin idam cezasını getirmesi ile birilerinin cinayet işlemesinin arasındaki fark gibi.

İnsanlar Neden Ayrımcılığa Yatkınlar ? 

Elbette bunun öğrenilmiş, kültürel bir yanı var ama her toplumda ayrımcılık olması, biyolojik bir altyapıya işaret ediyor. Atalarımızdan bize miras diyebileceğimiz tarihin sürekli değişimi ve gelişimi, savaşlar ve barışlar sonuç olarak milletler arasında duyulan kin ve nefretin dışa vurumu diyebiliriz.

Irkçılık bölmek ve yok etmek isteyen tetikleyici bir kavramdır, özgürlüğün düşmanıdır. Dünyada bir çok savaşın asıl nedenlerinden biridir. Irkçılık var oldukça, sömürgecilik ve emperyalizmin yok olması beklenemez . İnsana, insan olduğu için değer verilmeli dil,din,renk ve mezhep ayrımı gözetmeksizin. ”İyi siyah” veya ‘iyi beyaz” olmak diye bir durum yoktur. Yalnızca iki çeşit insan vardır; İyi insan ve kötü insan,  önemli olan derinin rengi değil, değerlerinin rengidir . . . Irkçılık olmasaydı, daha barışçıl ve huzurlu bir dünyamız olurdu.

  • Din, dil, ulus ayrımcılığı olmayan yeni bir dünya yaratalım . -Charlie Chaplin-

Saygılarımla . . .

Önceki yazılarımız arasında bulunan SİYASET VE POLİTİKA başlığındaki makalemizde Politika, Politika nedir? Siyaset ve politika arasındaki fark nedir? ve Siyaset ile ilgili bilgiler bulunmaktadır.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.